NURAY YEŞİLOĞLU/11040347-İDKAB2 KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ 5.BÖLÜM -Tefsir İçinde Tefsir ve Tefsir Eğilimleri Kur’an’ın tefsirine,anlaşılması ve yorumlanmasına ilişkin çalışmalar Müslümanların geleneklerinde önemli bir yer tutar.Kur’an’da da tıpkı Tevrat ve İncil’deki gibi tefsir zorunluluğu olmuştur.Sadece dini kitaplarda değil;aynı zamanda felsefi,ilmi ve edebi eserlerde de tefsir faaliyeti vardır. -İlk Dönem Tefsiri Hz. Peygamberin Yaşadığı Dönemde Tefsir Kur’an’ı Kerim’in tefsirini Peygamberimizin tefsiri ile başlatmaktadırlar.Kur’an’ı ilk tefsir eden Hz.Muhammed’dir.Peygamberin ashabı anlamadıkları bölümleri Peygambere açıklaması için sormuşlardır.Onun tefsirleri takip edilmiş ve tefsir ilmi ortaya çıkmıştır.Hz.Peygamber,bazen sahabilerin sorularına cevap niteliğinde açıklamalarda bulunur,bazı durumlarda da doğrudan kendisi,herhangi bir ayetle ilgili açıklamalar yapardı.Hz.Peygamber Kur’an’ın tamamını tefsir etmemiştir. Sahabe Dönemi Tefsiri Sahabenin tefsirini temelde iki kategoride görmek mümkündür: 1.Müşahedelerine dayalı açıklamalar 2.Kişisel bilgi ve kavrayışlarına göre yaptıkları açıklamalar Sahabiler bir yandan Kur’an’daki garib kelimeleri ve müşkil lafızları dil açısından zaman zaman şiirle istişhad ederek açıklarken öbür yandan da özellikle Kur’an kıssalarının açıklamasında Yahudi ve Hristiyan kültüründen de yararlanıyorlardı.İbn Abbas,özellikle Kitab-ı Mukaddes’i iyi bilen kimselerle yakın temas kurmaya çalışmıştır.Rivayet tefsirinin kaynaklarından biri de sahabe tefsiridir.Sahabe dönemine dayanan tefsirle ilgili görüşlerin ve açıklamaların büyük bir kısmı Abdullah b.Abbas’a isnad edilir. Tabiun Dönemi Tefsiri Hz.Peygamber’den sonra fetihlerle devletin sınırları genişlemiş,Kur’an hakkında bilgi sahibi sahabiler,devrin siyasi ve sosyal yapılanması çerçevesinde çeşitli merkezlerde dinin temel kaynağı Kur’an’a ve Kur’an’ın anlaşılmasına ilişkin görüşlerini ve müşahedelerini sonraki nesillere,yani tabiun nesline aktarmışlardır.İlmi konuda Arap olmayanlar ön plana çıkmıştır.Bu yüzden tefsir alanında mevali denen grup çeşitli beldelere dağılan sahabilerin bilgi ve tecrübelerinden önemli ölçüde yararlanmışlardır.Kur’an tefsirine ilişkin haberlerin büyük çoğunluğunun kaynağında tabiun müfessirleri vardır.Rivayet tefsirinin gövdesini,büyük ölçüde tabiilerin görüş ve açıklamaları oluşturur.Müşkil ve müphem kelimelerin izahı yanında geniş fıkhi izahlar yapılmış ve ayetlerden çeşitli hükümler çıkarılmıştır.Ahirete ve gayb alemine ilişkin açıklamalarda tabiun dönemi tefsirinin özelliklerindendir.Kelimelerin ve ifadelerin açıklanmasında şiirlerden delil getirilir,garib kelimeler biraz daha geniş bir biçimde açıklanırdı.İsraili rivayetlerin yoğun olarak Kur’an tefsirine girişi tabiun dönemine rastlar.Sadece tefsirin içeriğine yönelik değişiklik olmamıştır; artık basit ihtiyaçları gözeten ve ötesine geçmeyen tefsir yaklaşımı yerini,sistematik olarak Kur’an’ın bütününü tefsire konu eden anlayışa bırakmıştır.Bunun göstergesi olarak pek çok tabii alimin tümevarım yöntemini kullandığını söyleyebiliriz. Tefsirin Tedvini Kur’an tefsirine ilişkin yazılı belgelerin İbn Abbas’la başladığını söylemek mümkündür.İbn Abbas’ın öğrencilerinden bir deve yükü kadarını yanında sakladığı nakledilir.Hz.Peygamber’e isnad edilen açıklamalar başta olmak üzere tefsire ilişkin haberler de toplanıp yazılı hale getiriliyordu.İlk dönemlerde müsnedlerde karışık bir biçimde yer alan bu haberler,sonraları çeşitli musannaflarda,camilerde ve sünenlerde ‘Kitabu’t-tefsir’ başlığı altında ayrı bir bölümde yer almışlardır.
Kaynak ve Yöntem Tercihleri Çerçevesinde Kur’an Tefsirleri Kur’an’ı tefsire çalışan herkes,ilmi kapasitesine,kavrayış derecesine,çeşitli ilim dallarındaki ihtisasına,siyasi ve mezhebi kanaatlerine ve bilinç muhtevasına göre Kur’an’ı açıklamışlardır.Şahıslar,içinde yaşadıkları çevrenin ürünü olarak o çevredeki siyasi,iktisadi,ahlaki,ilmi,felsefi,ideolojik vs. oluşumlardan etkilenirler.Kur’an Müslümanların düşünce,inanç ve davranışlarını yönlendiren,onlara hayatın çeşitli alanlarında yol gösteren bir kitap olduğu için hemen her müfessir,görüşlerinin ve açıklamalarının Kur’an’a uygunluğunu zaruri görmüştür.Kur’an tefsiri faaliyetini 3 gruba ayırmak mümkündür. 1.Hz.Peygamber ve ilk iki neslin açıklamaları 2.Bu malzemenin yanında kişisel bilgi ve deneyime dayalı görüş 3.Doğuş,keşf,ilham, ve sezgi gibi diğer insani kuvvelerin anlama ve yorumlamada etkin kılınmasını öngören görüş Rivayet Tefsiri Rivayet tefsirleri,ayetlerin tefsirine ilişkin Hz.Peygamber’den,sahabeden ve tabiundan nakledilen rivayetleri bünyesinde toplayan tefsirlerdir.Rivayet tefsirleri müfessirin görüşünü ve anlayışını bir şekilde içinde barındırır.Kur’an tefsirine ilişkin haberler de şifahi ve yazılı olarak sonraki dönemlere isnadlarıyla birlikte nakledilmiştir.Kur’an’ın Kur’an’la tefsiri ise müfessirin Kur’an’ı kendi bütünlüğü içinde anlayıp açıklaması demektir.Dolayısıyla bu açıklama işini yapacak olan,ilgili ayetleri araştırıp bir araya getiren ve kendi kavrayışına göre bir sonuca ulaşan müfessirdir.Dolayısıyla bu bir dirayet işidir. Dirayet Tefsiri Kur’an’ı tefsir faaliyeti,anlama,açıklama ve yorumlama unsurlarını içermesi bakımından bir insan faaliyetidir.Her müfessirin kendi bilgi birikimine,tecrübesine,anlayış ve kavrayışına dayalı olarak üretilmiş tespitlerdir,görüşlerdir.Tefsirin rivayet ve dirayet diye iki temel kategoriye ayrılması,tefsir faaliyetinden değil,tefsir eseri ortaya koymadaki tercihlerden kaynaklanmaktadır,dolayısıyla biçimseldir.Müfessirler ayetleri açıklarken Arap dili ve edebiyatı,tarih,dinler tarihi vs. gibi disiplinlerden yararlanmışlardır.Tefsir Tarihi’nde bazı müfessirler,ağırlıklı olarak bir temel kaygıdan ve ilgiden dolayı ,dirayet tefsirlerini çok yönlü dirayet tefsirleri ve tek yönlü dirayet tefsirleri olarak iki kategoride ele almışlardır. Çok Yönlü Dirayet Tefsirleri Bu tefsirde müfessirler pek çok aracı ve kaynağı kullanarak Kur’an’ı tefsir etmişler ve yorumlamışlardır.
Tek Yönlü Dirayet Tefsirleri Müfessir hangi alanla çok ilgileniyorsa o alanla ilgili tefsir yapar. -Dilbilimsel (Filolojik)Tefsir:Pek çok insan fetihlerden sonra Müslüman olmuştur.Bu da Müslüman toplumlarda çeşitli ihtiyaçları doğurmuştur. Bu ihtiyaçların başında Kur’an’ı okuma ve anlama isteği gelmektedir.İbn Abbas,Nafi’ b.el-Ezrak’ın Kur’an’daki garib kelimelerle ilgili pek çok sorusunu şiirle istişhad ederek cevaplandırmıştır.İbnu’n-Nedim, el-Fihrist’inde dilbilimsel tahlillere yer veren pek çok eserin adını kaydeder.El-Ferra’nın Meani’l-Kur’an’ı ve İbn Kuteybe’nin Garibu’l-Kur’an’ı bu isimlerden sadece ikisidir. -Fıkhi Tefsir:Bu tefsirler,Kur’an’ın ibadet ve hukukla ilgili ayetlerini açıklamayı ve onlardan hükümler çıkarmayı amaç edinirler.Mukatil b.Süleyman’ın Tefsiru Hamsi Mieti Ayetin mine’l-Kur’an’ı ilk fıkhi tefsir olarak kabul edilir. -İlmi Tefsir:İlmi tefsir,Kur’an’da çeşitli ilimlere,ilmi keşiflere,icadlara ve sonuçlara işaretler bulunduğu düşüncesinden doğmuştur.Dolayısıyla bu düşünceye dayalı tefsirde Kur’an’ın bazı ayetlerinin doğa bilimleri alanındaki gelişmeler ışığında yorumlanması söz konusudur.İlmi tefsir hareketi genellikle Gazali’yle başlatılır.İlmi tefsir,Kur’an’ı bir bilimler ansiklopedisi gibi algılamaya yol açtığı için eleştirilmiştir.Fahruddin er-Razi ilmi tefsirin bazı sakıncaları olduğunu söylemiş ve Bakara Suresinin 22.Ayetindeki “O,yeryüzünü size bir döşek ve göğü de bina kıldı.“ifadesini tefsir ederken bu ayetin,dünyanın dönmediğine delalet ettiğini savunmuştur. -Felsefi tefsir:Bazı filozofların,temelde vahiy ve peygamberlik anlayışları farklı olduğu için onlar,Kur’ani kavramları tahlil ederken daha özgür hareket etmişler ve lafza bağlı kalmamışlardır.Mesela İbn Sina,vahyi,Hz.Peygamber’in Cebrail ile konuşması olarak görmez.Vahyi,insanlara verilen üst seviyede bir sezgi kuvveti olarak görür. -Tasavvufi Tefsir:Sufi müfessirlerin,alimlerin,Kur’an ayetlerinin lafzi/zahiri anlamlarının dışında başka manalar aramaları sonucu ortaya çıkmış bir tefsir tarzıdır.Sufi,muayyen bir ruhi ve manevi eğitim sürecini yaşadıktan sonra doğrudan Allah tarafından bilgilendirildiğini düşünür ve herhangi bir ayeti okurken,aldığını hissettiği ilhamla keşf yoluyla o ayetten bir şeyler anlar.Sufi,kalbine doğan bu manayı,kapalı,esrarlı bir üslupla,remiz ve işaret yoluyla dile getirir.Müslüman alimlerin pek çoğu,temelde Kur’an’ın zahirine aykırı olmayan,akli ve şer’i olan herhangi bir şeyle çelişmeyen işari ve Batıni yorumlara olumlu bakmışlardır.
GÜNÜMÜZDE TEFSİR Yenilikçi Tefsir Çalışmaları Yenilikçi yaklaşım geçmişteki tefsir geleneğine eleştirilerini vurgulu bir şekilde yaparak ortaya çıkmıştır.Bu yaklaşımda Kur’an’ın bir hidayet kitabı olduğu ve hayata yön vermesi gerektiği belirtilmiştir.Bunu göremediğini düşündükleri tefsir geleneği eleştirilmiştir.Bu tutum önce Cemalettin Afgani tarafından dile getirilmiştir.Buna göre Müslümanların geri kalış nedeni olarak İslam geleneğidir ve bu durumdan çıkmak için Kur’an’ın yeniden okunması ve yorumlanması gerekmektedir.Derveze on iki ciltlik et-Tefsiru’l-Hadis adında nüzul sırasına göre bir tefsir yazmıştır. İlmi Tefsir Çalışmaları Tefsirde bu yaklaşım Kur’an’ın çeşitli ilimlere,bilimsel buluşlara bazı atıflar bulunduğu düşüncesinden ortaya çıkmıştır.Gazali,Cevahiru’l-Kur’an adlı eserinde Fahruddin er-Razi de yazdığı tefsirde ilmi tefsir yorumlarına yer vermişlerdir.İlmi tefsirde görülen çaba ise,Kur’an’ın bugünkü bilim ile çelişmediğini ortaya koyarak onun bilim karşısındaki durumunun bir savunmasını yapmak şeklinde ortaya çıkmıştır.Bu konuda en meşhur olmuş çalışma Tantavi Cevheri’nin el-Cevhiru’l-Kur’an adlı çalışmasıdır.Cevheri önceki müfessirleri Kur’an’daki bilimsel yöne eğilmedikleri ve sadece Kur’an’daki ahkam ayetleri üzerinde durdukları için tenkit etmektedir. İdeolojik Tefsir Çalışmaları Tefsirde ideolojik türden eğilimler,bütün dünyada ideolojilerin gündeme gelmesi ve İslam dünyasının çeşitli bölgelerinin sömürge yönetimleri altında kalması sonucunda çağdaş bir tutum olarak ortaya çıkmıştır.Mevdudi, Kur’an’ın öğretisiyle bir hayat düzeni ortaya koyduğunu düşünmekte ve tefsirini de bu anlayışı anlatmak için bir araç olarak görmektedir.Onun ideolojik dünyasında İslam ve diğer sistemler belirgin olarak birbirinden ayrıdır ve hatta karşıttırlar.Seyyid Kutub’a göre Kur’an,hayatı düzenleyen bir kitaptır.Ona göre Kur’an’ı anlamak için ilk Müslümanların verdiği mücadeleyi örnek almak gerekir. Tarihsel-Tenkitçi Tefsir Çalışmaları Bu tutuma göre Kur’an-ı Kerim tarihin belli bir diliminde ve dünyanın belli bir bölgesinde yaşanmakta olan bir hayata bir müdahale olarak inmiştir.Ancak tarihsel-tenkitçi yöntemi uygulama isteğinin amacı,eski çalışmalar tarafından ulaşılan sonuçlardan farklı sonuçlar üretebilmektir.Bu yönteme göre ayetlerin tarihsel bağlamları incelendikten sonra,Kur’an’ın değerleri ve temel ilkeleri ortaya konur ve bu hikmetler günümüze uydurulmuş yeni hükümler haline getirilir;çünkü eski yorum yöntemleri lafız düzeyinde kaldığı için İslam’ın asıl amaçlarına ulaşamamış ve bu yüzden de çağdaş durumlara çözümler üretememiştir.Ahmet Halefullah tarihsel-eleştirel yöntemi Kur’an’ın kıssalarına uygulamış ve onları Kur’an’da söylendikleri zaman dilimi bağlamında değerlendirmek gerektiğini ileri sürmüştür.Kur’an’da anlatılan kıssalar aslında Kur’an’ın psikolojik amaçlı olarak kullandığı unsurlardandır.Halefullah klasik tefsiri,tefsirin en önemli konularından birisi olan sebeb-i nüzul kavramını yanlış anladığını belirterek eleştirmiştir.Ona göre tefsir,nüzul döneminden her ayet için bir sebeb-i nüzul belirlemiştir.Fazlur Rahman’a göre İslam’ın kültürel yapısını değiştirecek yöntem tarihsel bakış açısına sahip olmalıdır;çünkü Kur’an nassı belli bir tarihi ve sosyolojik arka plana göre şekillenmiştir.Kur’an bu duruma bir cevaptır.Bu bakımdan Kur’an çoğunlukla somut tarihi olaylar içerisinde karşılaşılan belli sorunlara cevap teşkil eden,ahlaki,dini ve toplumsal hükümleri içermektedir.
NURAY YEŞİLOĞLU/11040347-İDKAB2 KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ 6.BÖLÜM Mukatil b.Süleyman (h.80-150/m.699-767) Mukatil,80/699 tarihinde Belh’te doğmuş,Merv,Bağdat ve Basra’da ilim tahsil etmiş ve yine aynı yerlerde tedris faaliyetlerinde bulunmuştur.Mukatil’in tefsiri,et-Tefsiru’l-Kebir,Tefsiru Mukatil diye de anılır.Kur’an’ın tamamını ayet sırasına göre içine alan bir tefsirdir.Bu özelliği ile bize kadar ulaşan ilk tefsir olarak kabul edilmektedir.Eserde muğlak kelimelerin izahları yapılmakta,vücuh ve nezair üzerinde durulmaktadır.Ehli kitabı tasvir eden ayetle izah edilirken veya sebebi nüzulleri verilirken bol bol şahıs adları zikredilmektedir.Ayrıca Kur’an kıssaları ile ilgili olarak lüzumsuz ayrıntılara da girilmektedir. El-Ferra(h.144-207/m.761-822) Kufe’de halife Mansur zamanında doğdu.Ferra hocası Kisai’nin vefatı üzerine arkadaşlarının ısrarı ile onun yerine geçmiş ve böylece hocalık hayatına başlamıştır.Daha sonra saray tarafından da takdir edilen Ferra,halife Me’mun’un isteği üzerine dil alanında eserler vermiş ve çocuklarına da hocalık yapmıştır.Meani’l-Kur’an adıyla meşhur olmuş eserin asıl adı Tefsiru’l Muşkili İ’rabi’l-Kuran ve Meanihi’dir.Ferra tefsirini mevcut Kur’an tertibi üzerine yazmıştır.Fakat her ayet üzerinde durmamıştır.Tefsirin hedefi Kur’an metninin anlaşılmasında karşılaşılan dil problemlerine ışık tutmaktır. İbnu Kuteybe(h.213-276/m.828-889) Kufe’de doğmuştur.Merv’den Kufe’ye yerleşmiş kültürlü bir aileye mensuptur.İbn Kuteybe döneminin en seçkin alimlerinden ders alarak yetişmiştir.İlk derslerini babasından aldıktan sonra Bağdat’ta Cahız’ın öğrencisi oldu.İbni Kuteybe,gençliğinde kendisini ehl-i sünnet ve mutezile mücadelesi içinde bulmuş neticede hocası Cahız’ın karşısında yer alarak mutezileye sert cevaplar vermiştir.Günümüze ulaşan iki eseri Te’vilu Muşkilu’l-Kur’an ile Ğaribu’l-Kur’an’ birbirini tamamlayan iki eserdir.İbnu Kuteybe Ğaribu’l-Kur’an’ına Allah’ın isim ve sıfatlarıyla ilgili 26 kavramı teker teker ele alıp iştikakları ve manaları hakkında bilgiler vererek başlamıştır.Kelimelerle ilgili olarak fazla detaya inmemiş,gramerle ilgili konulara girmekten,hadis ve isnad zikretmekten kaçınmıştır. Et-Taberi(h.224-310/m.838-923) Taberistan’ın Mul şehrinde 224/338 yılı sonlarında dünyaya geldi,ilk tahsilini burada yaptı.İmam-ı Taberi’nin te’lif ettiği eserlerin birçoğu kaybolmuş ve zamanımıza kadar ulaşamamıştır.Camiu’l-Beyan an Te’vili Ayi’l-Kur’an, rivayet tefsirlerinin ilklerinden ve en önemlilerinden birisidir.Bu tefsir,kendisinden sonraki rivayet tefsirlerine kaynaklık etmiştir.Dirayet yönünden de tespitleri vardır.Taberi tefsirine mukaddime ile başlar.Mukaddimede Kur’an ile ilgili bazı konulara yer verir.Kur’an’ın nazil olduğu Arapça’nın özelliklerinden ve lehçelerinden söz eder.Tefsir ve te’vili terimlerini açıklar.Taberi,eserine “Tefsir“değil de “Te’vil“adını vermiştir.O ihtiyaç duyduğu yerde ayetlerin gramer tahlillerine girişir,ayetlerden çıkarılacak fıkhi hükümlere,bu fıkhi hükümlerin dayandığı delillere temas eder,bu hükümlerden tercih ettiklerine ve tercihine sebep olan delillere işaret eder. İbni Ebi Hatim(h.240-327/m.854-939) Rey’de doğmuştur.Hayatında 3 seyahat yapmıştır.Onun çok geniş rivayet malzemesine sahip olması bu seyahatler sayesindedir.İbn Hatim,aklın alanını en aza indiren ve nasları te’viil etmeksizin onlardan hüküm çıkarmayı esas alan bir anlayışa sahiptir.Ona göre bütün problem nasların sıhhatinden emin olmaktır.Tefsirin tam adı,Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim Müsneden ‘an Rasullillahi ve’s-Sahabetii ve’t-Tabiin’dir.Tefsirin yaklaşık yarısı kayıptır.Bu eseri yazmaktaki hedefi,Hz.Peygamber’den,sahabeden ve tabiinden gelen tefsir rivayetlerini bir muhaddis titizliği içinde derlemektir.
Ez-Zemahşeri(h.467-538/m.1075-1143) Zemahşeri,Selçuklu sultanlarından Melikşah devrinde Harezm kasabasında Zemahşer’de doğmuştur.Mu’tezile oluşundan dolayı Selçuklu sultan ve vezirleri tarafından ilimde ulaştığı yüksek mertebeye rağmen itibar görmemiştir ama yolundan şaşmamıştır.El-Keşşaf adlı bir eseri vardır.Onun tefsiri dil ve belağat bakımından önemlidir.Çünkü o bu eseriyle belağat yönünden Kur’an’ın mucizeliğini ortay koymaya çalışmıştır.Eserin bu yönünden kendinden sonra gelen bütün dirayet tefsirleri istifade etmişlerdir.Ama müellifi Mu’tezile mezhebinden olduğu ve mezhebini te’yid eder biçimde te’villere ve açıklamalara gittiği için bu tefsir çok tenkide uğramış eserdeki Mu’tezile mezhebinin görüşlerine uygun te’villerin ayıklanması,çürütülmesi ve reddi sadedinde birçok eser,şerh,hülasa,haşiye ve ta’lik kaleme alınmış,kullandığı hadislerin tahrici yapılmıştır.Eserde kıraat farklılıklarına büyük ölçüde işaret edilir.Keşşaf’ın en çok tenkide uğrayan yönlerinden biri de şaz kıraatlara yer vermesi ve bunları tefsirde delil kabul etmesidir. El-Kurtubi(ö.671/1273) Kurtuba’da doğdu.Endülüs’ün yetiştirdiği büyük alimlerdendir.Kurtibi fıkıhta Maliki mezhebine mensuptur.Fakat tefsirine bakıldığında mezhep taassubuna kapılmadığını zaman zaman diğer mezheplerin görüşlerine de yer verdiği görülür.Kurtubi’nin tefsirinin tam adı el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an ve’l Mübeyyin lima Tedemmenehu mine’s-Sünneti ve Ayi’l-Furkan’dır.Eser ahkam ağırlıklı olduğu için tefsiri Ahkamu’l-Kur’an’lar içinde sayanlar da olmuştur.Ama eser,bütün Kur’an’ın baştan sona kadar tefsirini ihtiva etmektedir. Er-Razi(h.543-606/m.1149-1210) Rey şehrinde doğmuştur.Razi’nin en meşhur olduğu ilim dalı Kelamdır.Kelamda bir “felsefi kelam“ekolü oluşturmayı başardı.Tefsirinin asıl adı Mefatihu’l-Ğayb’dır.Eseri yazma amacı akıl prensipleri ve istidlal yolları ışığında Kur’an’a yöneltilen hücumları çürütmek,İslam inanç esaslarını savunmak ve bu konularda ileri sürülen karşı fikirleri geçersiz bırakmak olduğunu belirtmiştir.Razi,Şafi mezhebine mensup olup,mezhebini müdafaa eder,Hanefi alimlerinden Cassas’a cevaplar verir. İbnu Kesir(h.701-774/m.1301-1373) İbn Kesir fıkıhta Şafii mezhebine mensup olmakla birlikte diğer mezheplerin görüşlerine de açıktı.Tarikatları reddeder,Şiilere karşı tutumu ise serttir.Tefsirinin adı Tesiru’l-Kur’ani’l-Azim’dir.İbn Kesir,eserinde önce tefsir edeceği ayeti verir.Onu,kolay ve özet bir ifadeyle açıkladıktan sonra varsa konu ile ilgili diğer ayetleri sıralar.Bu nedenle onun tefsiri,Kur’an’ın Kur’an’la tefsirinde haklı bir şöhret yapmıştır.Daha sonra konuyla ilgili hadisleri verir. Ebussuud(h.896-982/m.1490-1574) Ebussuud İstanbul yakınlarındaki Müderris şimdiki adıyla Metris Köyünde doğdu.Ebussuud 55 yaşında şeyhülislam olmuş ve ikinci Selim Han zamanında şeyhülislamlık yapmıştır.Tefsirinin tam adı,İrşadü’l’Akli’s-Selim ila Mezaya’l-Kur’ani’l-Kerim’dir.Tefsiru Ebissuud ismi ile meşhur olmuştur.Kur’an’daki cümlelerin taşıdığı ince ve gizli anlamlarla ilgili dikkat çekici tespitleri vardır.Bu konuda bazen şiirlerden de yararlanır.Gerekli gördüğü yerlerde gramerle ilgili açıklamalar yapmıştır.İsrailiyat türünden rivayetlerden de faydalanmış ancak bunlardan bazılarının uydurma olduğunu da belirtmiştir.
İsmail Hakkı Bursevi(h.1060-1137/m.1653-1725) Bulgaristan sınırları içindeki Aydos’ta doğmuştur.Eserinin tam adı Ruhu’l-Beyan fi Tefsiru’l-Kur’an’dır.Ruhu’l-Beyan adıyla anılır.Tefsirde hem rivayet hem de dirayet metodu birlikte kullanılmış ve müellifin tasavvufi yorumlarıyla zenginleştirilmiştir.Ayetler yine öncelikle ayetlerle ve hadis-i şeriflerle açıklanmıştır.Eserde Farsça şiirlere de sık sık rastlanmaktadır. Muhammed Abduh(h.1265-1315/m.1849-1905) Tefsirinin asıl adı,Tefsiru’l-Kur’ani’l-Hakim’dir.Fakat Tefsiru’l-Menar ismi ile meşhur olmuştur.Tefsirinin amacı kuru ve teknik bilgiler vermek yerine insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak doğru bir itikat ve sağlam bir yaşayış programı sunmak olduğunu belirtir.Bu sebeple klasik müfessirleri Kur’an’daki hidayet ve irşadı ilham edip sarf,nahiv,belağat vb. ve fıkhi ihtilaflarla uğraşmakla itham eder.Abduh hür akılcılığı ile sahih hadisleri bile te’vil ve inkar yoluna gidebilmiştir.Abduh,ayetleri nazil olduğu dönemle sınırlandırmayıp günümüze de getirip günümüz olayları ile de irtibat kurma taraftarıdır. Muhammed İzzet Derveze(h.1305-1404/m.1888-1984) Filistin’in Nablus şehrinde doğdu.Derveze Arap Milliyetçiliği hareketlerinde aktif rol alarak Osmanlı idaresindeki Arap vilayetlerinde adem-i merkeziyetçi idareler kurulmasını isteyen çeşitli parti ve derneklerin kurulmasını isteyen çeşitli parti ve derneklerin kurulmasına öncülük etti.Tefsirinin adı et-Tefsiru’l-Hadis’tir.Tefsirin en önemli özelliği,surelerin nüzul sıralarına tefsir edilmiş olmasıdır.Ayetlerin tefsirinde siyer bilgilerini önemli bir veri olarak kullanmıştır.İlmi tefsire şiddetle karşı çıkmıştır. Seyyid Kutub(1906-1967) Mısır’ın Asyut kasabasında doğmuştur.Tefsiri Fi-Zılali’l-Kur’an’dır.Tefsirini yazma amacı,Kur’an’ın kendisinden yola çıkarak yeni ve ideal bir insan,hayat,toplum ve insanlık modeli oluşturmaktır.Müfessir her surenin girişinde o surenin iniş maksadı,adı,ayet sayısı,Mekki veya Medeni oluşu hakkında bilgiler verir.Kur’an’ın ifade özelliklerini dirayetle ortaya koymuştur.Fıkhi ve kelami konularda mezhepler arasındaki ihtilaflara çok az yer verir bu konularda fazla ayrıntıya girmez.Müteşabih ayetleri,özellikle Allah’ın zat ve sıfatları ile ilgili olanları te’vil etmekten kaçınır. İbnu Aşur(1879-1973) Tunus’ta doğmuştur.Yetişmesinde iki dedesinin payı büyüktür.Öğretim üyeliği yapmıştır.1932’de ilk Maliki Şeyhülislamı olmuştur.Tefsirinin adı,et-Tahrir ve’t-Tenvir’dir.Ayetleri Kur’an’daki normal sırasına göre alıp tefsir etmiştir.Ayetlerin tefsirinde yine ayetlere başvurmuş,gerektiğinde Hz.Peygamberin tefsirinden ve seleften gelen görüşlerden de istifade etmiştir.O, Kur’an’ın ilk muhataplarının o devirde yaşayanlar olduğunu kabul etmekle birlikte O’nun her asra hitab ettiğini ifade eder.
YASEMİN ŞAHİN 11040447_İDKAB_2 KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ 5.ÜNİTE TARİH İÇİNDE TEFSİR VE TEFSİR EĞİLİMLERİ Kur’an tefsirine ,anlaşılması ve yorumlanmasına ilişkin çalışmalar Müslümanların geleneklerinde önemli bir yer tutar.Kur’an’ı anlama ve onun rehberliğinde bir dünya kurma düşüncesi Müslümanların zihin ve inanç dünyalarında hep yer alır.Kur’an’ın tefsiri çok önemlidir ve Kur’an tefsir edilmiştir .Ama sadece Kur’an’ın tefsiri yapılmamış çeşitli felsefi,ilmi kitaplarda tefsir edilmiştir. Ku’an’ın tefsiri sadece kitaplarla olmamış ayrıca mimari eserlerde de Kur’an’ın tefsiri yapılmıştır. Hz.PEYGAMBERİN YAŞADIĞI DÖNEMDE TEFSİR Hz.Peygamber Kur’an’ı tefsir ederken bazen kendisi ayetleri açıklar bazen de sahabilerin sorularına cevap niteliğinde ayetlerin tefsirini yapardı.Peygamberimizin tefsiri teorik değil pratiktir yani amelidir.Kur’an-ı ilk tefsir eden Peygamberimizdir.Bazıları Peygamberimizin Kur’an’ın tamamını tefsir ettiğini söylerlerken bazılarıda çok az kısmını tefsir ettiğini ileri sürerler. SAHABE DÖNEMİ TEFSİRİ Hz.Peygamberden sonra Kur’an-ı tefsir işiyle sahabe uğraşmıştır.Bilgili ,anlayışlı sahabiler tefsirde ön plana çıkmışlardır.Sahabenin tefsiri temelde iki başlıktan oluşur diyebiliriz.Bunlar; a)Müşahadelerine dayalı açıklamaları b)Kişisel bilgi ve kavrayışlarına dayalı açıklamaları Sahabe ayetlerin kime ,hangi olaya sebeb indiğini bilen insanlardı.Bundan dolayı Kur’an tefsiri sahabenin işidir. Sahabinin Kur’an Tefsir Kaynakları;Hz.Peygamber,Arap Dili ve Edebiyatı ,kendi müşahedeleri,Ehli kitap alimleridir.Sahabiler Kur’an’daki garib kelimeleri ve müşkil lafızları dil açısından zaman zaman istişhad ederek açıklarken ,Kur’an’daki kıssaları da Yahudi ve Hristiyan kültüründen yararlanıyor.Abdullah İbni Abbas ,Ubeyy b.Kab,Ebu Hureyre,Abdullah b.Zubeyr sahabe tefsirinde önemli yer alırlar. TABİUN DÖNEMİ TEFSİRİ Sahabeden sonra tefsir işiyle tabiun uğraşmıştır.Sahabe bildiklerini kendinden sonra gelen nesil olan tabiuna aktarmıştır. Tabiun dönemi tefsiri özellikle rivayet tefsirinin kaynağını oluşturur.Tabiun tefsirinde kelime ve kavramların ayrıntılı bir açıklamaları vardır.Müşkil ve mübhem kelimelerin izahı yanında geniş fıkhi izahlar yapılmıştır.Ahirete ve gayb alemine ilişkin açıklamalarda tabiun dönemi tefsirinin özelliklerindendir.Yine ayrıca bu dönemde Ehli kitab alimlerinden çokça yararlanılmıştır.Tabii alimleri tümevarım tarzını kullanır.Bir kelimenin Kur’an’ın tamamında ne anlama geldiğini bakar. TEFSİRİN TEDVİNİ Kur’an tefsirine ilişkin yazılı belgelerin İbn Abbas’la başladığını söylenmektedir.İbn Abbas’ın öğrencilerinden Kureyb b.Ebi Muslim’in hocasının yazdıklarından bir deve yükü kadarını yanında sakladığı nakledilir.İbn Abbas’ın oğlu Ali zaman zaman Kureyb’ten bu sahifeleri ister ,sonra geri gönderirdi.Bu durum İbn Abbas’ın tefsir sahibi olduğunun göstergesidir.Hadis tedvini ile Kur’an’ın tefsiri aynı dönemde başlamıştır.
YASEMİN ŞAHİN 11040447_İDKAB_2 KURAN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 5 KAYNAK VE YÖNTEM TERCİHLERİ ÇERÇEVESİNDE KUR’AN TEFSİRLERİ Kur’an tefsirinde yıllara ve kültüre göre değişiklik gösterir.Kur’an’ı tefsire çalışan herkes ilmi kapasitesine ,kavrayış derecesine ,çeşitli ilim dallarındaki ihtisasına ,siyasi ve mezhebi kanaatlerine göre Kur’an’ı tefsir etmişlerdir. Kur’an Müslümanların hayatlarının çeşitli alanlarında yol gösterici kitab olduğu için müfessirler Kur’an’ı tefsir etmişlerdir.Her müfessirin kültürü,anlayışı farklı olduğu için tefsirlerinde bunlardan etkilenmişlerdir.Kaynak ve yöntem açısından tefsir: a)Rivayet Tefsiri b)Dirayet Tefsiri c)İşari Tefsir a)RİVAYET TEFSİRİ Ayetlerin tefsirine ilişkin Hz.Peygamber’den ,sahabeden ve tabiundan nakledilen rivayetleri bünyesinde toplayan tefsirlerdir.Kur’an tefsirine ilişkin haberler şifahi ve yazılı olarak sonraki dönemlere isnadlarıyla birlikte nakledilmiştir. Rivayet tefsirlerinde öznellik çok azdır.Bu öznellikte müfessirin rivayetleri seçerken ve düzenlerken kendi bakış açısını ortaya koyarken olur.Taberi,İbn Kesir,Ebi Hatim ,Suyuti,İbn Atiyye önemli rivayet tefsircileridir. b)DİRAYET TEFSİRİ Kur’an’ı tefsir faaliyetinde Hz.Peygamber,sahabe,tabiunun görüşleri yanında müfessirin kendi görüşlerini de kaynak olarak ele alan tefsirdir.İlimsiz tefsir yapılmamıştır.Ayetlere farklı anlam verilir korkusuyla ilimsiz tefsir yapılmamıştır.Dirayet tefsirlerinde müfessirin mezhebi görüşleri yer alır. Tefsirlerin nitelikleri;müfessirlerin ilgilerine ,uzmanlık alanlarına göre ikiye ayırabiliriz: a)ÇOK YÖNLÜ DİRAYET TEFSİRLERİ Bu tefsirde müfessirler sadece bir konuya değil ilgi duydukları birden çok konuya yer verirler. b)TEK YÖNLÜ DİRAYET TEFSİRLERİ Bu tefsirde müfessir hangi alanla çok ilgileniyorsa o alanla ilgili tefsir yapıyor.Bazı dirayet tefsirleri: *Dilbilimsel Tefsir *Fıkhi Tefsir *İlmi Tefsir *Felsefi Tefsir *Tasavvufi Tefsir
YASEMİN ŞAHİN 11040447/İDKAB_2 KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 5 GÜNÜMÜZDE TEFSİR Tefsir faaliyetleri günümüzde de devam etmektedir.Günümüzdeki tefsir çalışmaları da öncekilerde olduğu gibi ,içinde yapıldığı zaman diliminin düşüncesi ve kültür dünyasının ürünleri olmuştur.Günümüzde eski tefsir şeklini sürdüren çalışmalar olmuştur.Mesela;Elmalılı Hamdi Yazır. Bazıları da batıya ait düşüncelerin etkisi ve bu etkiye tepki verme çabası yoğun bir şekilde hissedilmektedir.Müslümanların Batı uygarlığı ile rekabet edecek gücü biriktirememiş ve hatta çeşitli alanlarda ona karşı yenilmiş olmaları ,son dönem İslam düşüncesinde belli düşüncelerin doğmasına neden olmuştur.Batıda üretilen bilimsel ve düşünsel birikim Kur’an’ı yorumlamak için kullanılmaya çalışılmıştır.Pozitivizm ve akılcılık Kur’an yorumlarında etkili olmuştur.Batı biliminin ürünleri kullanılarak Kur’an tefsirleri yazılmaya başlandı.İnsan hakları,kadın hakları,demokrasi gibi konular Kur’an çerçevesinde ele alınmaya çalışılmıştır. YENİLİKÇİ TEFSİR ÇALIŞMALARI Geçmişteki tefsirleri eleştirir.Kur’an’ın bir hidayet kitabı olduğu ve hayata yön vermesi gerektiği belirtilmiştir.Bunu tefsirlerde göremediklerinden dolayı eleştirmişlerdir.Bu görüş Cemalettin Afgani tarafından dile getirilmiştir.Cemallettin Afgani geçmişte yazılan tefsirlerde Kur’an’ın okuyucusunu hidayete çağıran ve toplumlara yön veren yanı görülmemiş ,israiliyat haberleri,hurafeler kullanılmıştır.Müslümanların bu zor durumdan kurtulması için İslam’ın başlangıçtaki saflığına tekrar dönmeleri gerekmektedir.
YASEMİN ŞAHİN/11040447_İDKAB_2 KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 6 MUKATİL b.SÜLEYMAN (h.80-150/m.699-767) Mukatil,699 yılında Belh’te doğmuş,Merv,Bağdat ve Basra’da ilim tahsil etmiştir.767 yılında vefat etmiştir.Mukatilin tefsiri ,et-Tefsiru’l-Kebir ya da Tefsiru Mukatil diye adlanır.Kur’an’ın tamamını ayet sırasına göre içine alan bir tefsirdir.Bu özelliği ile bize kadar ulaşan ilk tefsir olarak kabul edilmektedir. EL-FERRA (h.144-207/m.761-822) El-Ferra 761-62 yılında Kufe’de Halife Cafer el-Mansur zamanında doğdu.Çocukluğu ve ilk tahsil yılları Kufe’de geçti.Meani’l-Kur’an adıyla bilinen eserinin adı Tefsiru Muşkili İ’rabi’l-Kur’an ve Meanihi’dir.Ferra tefsirini Kur’an tertibi üzerine yazmıştır.Her ayet üzerinde durmamış ,kendisine göre tefsirini ihtiyaç duyalabilecek ayetler üzerinde durmuştur. İBNU KUTEYBE (h.213-276/m.828-889) İbnu Kuteybe 828 yılında Kufe de doğmuştur.Te’vilu Muşkilul Kur’an ve Ğaribu’l Kur’an adında iki eseri vardır.İbn Mutarrif el-Kinani tarafından bu iki eser birleştirilmiştir ve el-Kurteyn adını almıştır.İbnu Kuteybe tefsirinde uzatmalardan kaçınmış ve ayrıntıya yer vermemiştir.Bağdat’ta 889 yılında 63 yaşında vefat etmiştir. ET-TABERİ (h.224-310/m.838-923) Esas adı Ebu Cafer Muhammed ibn Cerir et-Taberi’dir.Taberistan’ın Mul şehrinde 838 yılının sonlarında doğmuştur ve ilk tahsilini burada yapmıştır.İlim tahsili için Rey,Basra,Kufe,Medine,Suriye ve Mısır gibi şehir ve ülkeleri dolaştıktan sonra ,hilafet merkezi olan Bağdad’a yerleşti.Camiu’l Beyan an Te’vili Ayi’l-Kur’an adıyla eseri vardır.Rivayet tefsirlerinin ilklerinden ve en önemlilerinden birisidir.Bu tefsir ,kendinden sonraki rivayet tefsirlerine kaynaklık etmiştir.
YASEMİN ŞAHİN 11040447/İDKAB-2 KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 6 EBUSSUUD (h.896-982/m.1490-1574) Ebussuud 1490 yılında İstanbul yakınlarındaki Metris köyünde doğdu.Tefsirinin adı İrşadü’l’Akli’sSelim ila Mezaya’l-Kur’ani’l –Kerim’dir.Tefsiru Ebussuud ismi ile tanınır.Zemahşeri,Razi,ve Beyzavi’nin tefsirlerinden etkilenmiştir. İSMAİL HAKKI BURSEVİ(h.1060-1137/m.1653-1725) İsmail Hakkı ,1060 yılında Aydos’ta doğmuştur.Eserinin adı Ruhu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kur’an ‘dır.Osmankı döneminde ve işari tefsir ekolünde yazılmış önemli tefsirlerden birisidir. MUHAMMED ABDUH (h.1265-1315/m.1849-1905) Muhammed Abduh 1849 yılında Mısır’ın Buhayre’ye bağlı Mahalletunnasr köyünde doğdu.Tefsirinin adı ,Tefsiru’l-Kur’ani’l –Hakim ‘dir.Fakat Tefsiru’l Menar ismi ile meşhur olmuştur.Ezher üniversitesinde öğrenim görmüştür. MUHAMMED İZZET DERVEZE(h.1305-1404/m.1888-1984) 1888’de Filistin’in Nablus şehrinde doğdu.İlk ve orta öğrenimini aynı şehirde yaptı.Tefsirinin adı et-Tefsiru’l-Hadistir.Tefsirinin en önemli özelliği ,surelerin nüzul sıralarına tefsir edilmiş olmasıdır.Ayetleri sırasıyla ele alıp tefsir etme yerine ,aynı konuyla ilgili olanları gruplandırarak işlemektedir. SEYYİD KUTUB (1906-1967) 1906 yılında Mısır’ın Asyut kasabasında doğmuştur.Tefsirinin adı Fi-Zilali’l –Kur’an ‘dır.20.yy içtimai edebi tefsirlerin en çok ilgi toplayan örneklerinden birisidir.Müfessir her surenin girişinde o sure hakkında bilgi verir. İBNU AŞUR(1879-1973) İbn Aşur 1879 yılında Tunus’ta doğmuştur.Üniversitede daha çok Arap Dili ve Edebiyatı ,fıkıh,hukuk,hadis ve tefsir dersleri okutmuştur.Tefsirinin adı et-Tahrir vet-Tenvir’dir.Ayetleri Kur’an’daki normal sırasına göre alıp tefsir etmiştir.
YASEMİN ŞAHİN 11040447-İDKAB-2 KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 6 İBN EBİ HATİM (h.240-327/m.854-939) İbn ebi Hatim 854 yılında Rey’de doğmuştur.İbn Ebi Hatim daha çok küçük bir yaşta babası tarafından Kur’an ve Kıraat eğitim ve öğretim almıştır.Tefsirinin adı Tefsiru’l-Kur’an’il-Azim Müsneden ‘an Rasulillahi ve’s-Sahabeti ve’t-Tabiin’dir.85 yaşındayken vefat etmiştir. EZ-ZEMAHŞERİ(h.467-538/m.1075-1143) Ez-Zemahşeri ,büyük bir dilci,edebiyatçı,kelamcı ve müfessirdir.Zemahşerde 1075 yılında dünyaya geldi.İlk tahsilini babasının yanında yapmıştır.El-Keşşaf an Hakaiki’t-Tenzil ve Uyuni’l-Ekavil fi Vücühi’t-Te’vil adlı eseri vardır. EL-KURTUBİ (ö.671/1273) Kurtuba’da doğdu.Endülüs’ün yetiştirdiği büyük alimlerdendir.Eserinin adı el-Camiu li-Ahkami’l –Kur’an ve’l Mübeyyin lima Tedammenehu mines-Sünneti ve Ayi’l-Furkan’dır.Eser ,ahkam ağırlıklı olduğu için tefsiri Ahkamu’l-Kur’an’lar içinde sayanlar da olmuştur. ER-RAZİ (h.543-606/m.1149-1210) Er-Razi 1149 yılında Rey şehrinde doğmuştur.Tefsirinin adı Mefatihu’l-ğayb’dır.Hacmi ve çeşitli ilim dallarını ihtiva etmesi sebebi ile et-Tefsiru’l-Kebir,yazarı itibariyle de Tefsiru’r-Razi de denmiştir.1210 senesinde 61 yaşında iken Herat’ta vefat etmiştir. İBNU KESİR (h.701-774/m.1301-1373) 1301 yılında Şam bölgesinin Busra şehrinde dünyaya gelmiştir.Tarih,tefsir,hadis ve fıkıh ilimlerinde öne çıkmış olan alimlerimizdendir.Tefsirinin adı Tesiru’l-Kur’ani’l –Azim’dir.Tesiru İbni Kesir ismi ile meşhur olmuştur.Eser rivayet tefsirleri arasında önemli bir yeri vardır.Bununla birlikte ,müfessir yer yer kendi görüşlerine de yer vermiştir.İbn Kesir 774 yılında Dımaşk’ta vefat etmiştir.
13 yorum:
NURAY YEŞİLOĞLU/11040347-İDKAB2
KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ 5.BÖLÜM
-Tefsir İçinde Tefsir ve Tefsir Eğilimleri
Kur’an’ın tefsirine,anlaşılması ve yorumlanmasına ilişkin çalışmalar Müslümanların geleneklerinde önemli bir yer tutar.Kur’an’da da tıpkı Tevrat ve İncil’deki gibi tefsir zorunluluğu olmuştur.Sadece dini kitaplarda değil;aynı zamanda felsefi,ilmi ve edebi eserlerde de tefsir faaliyeti vardır.
-İlk Dönem Tefsiri
Hz. Peygamberin Yaşadığı Dönemde Tefsir
Kur’an’ı Kerim’in tefsirini Peygamberimizin tefsiri ile başlatmaktadırlar.Kur’an’ı ilk tefsir eden Hz.Muhammed’dir.Peygamberin ashabı anlamadıkları bölümleri Peygambere açıklaması için sormuşlardır.Onun tefsirleri takip edilmiş ve tefsir ilmi ortaya çıkmıştır.Hz.Peygamber,bazen sahabilerin sorularına cevap niteliğinde açıklamalarda bulunur,bazı durumlarda da doğrudan kendisi,herhangi bir ayetle ilgili açıklamalar yapardı.Hz.Peygamber Kur’an’ın tamamını tefsir etmemiştir.
Sahabe Dönemi Tefsiri
Sahabenin tefsirini temelde iki kategoride görmek mümkündür:
1.Müşahedelerine dayalı açıklamalar
2.Kişisel bilgi ve kavrayışlarına göre yaptıkları açıklamalar
Sahabiler bir yandan Kur’an’daki garib kelimeleri ve müşkil lafızları dil açısından zaman zaman şiirle istişhad ederek açıklarken öbür yandan da özellikle Kur’an kıssalarının açıklamasında Yahudi ve Hristiyan kültüründen de yararlanıyorlardı.İbn Abbas,özellikle Kitab-ı Mukaddes’i iyi bilen kimselerle yakın temas kurmaya çalışmıştır.Rivayet tefsirinin kaynaklarından biri de sahabe tefsiridir.Sahabe dönemine dayanan tefsirle ilgili görüşlerin ve açıklamaların büyük bir kısmı Abdullah b.Abbas’a isnad edilir.
Tabiun Dönemi Tefsiri
Hz.Peygamber’den sonra fetihlerle devletin sınırları genişlemiş,Kur’an hakkında bilgi sahibi sahabiler,devrin siyasi ve sosyal yapılanması çerçevesinde çeşitli merkezlerde dinin temel kaynağı Kur’an’a ve Kur’an’ın anlaşılmasına ilişkin görüşlerini ve müşahedelerini sonraki nesillere,yani tabiun nesline aktarmışlardır.İlmi konuda Arap olmayanlar ön plana çıkmıştır.Bu yüzden tefsir alanında mevali denen grup çeşitli beldelere dağılan sahabilerin bilgi ve tecrübelerinden önemli ölçüde yararlanmışlardır.Kur’an tefsirine ilişkin haberlerin büyük çoğunluğunun kaynağında tabiun müfessirleri vardır.Rivayet tefsirinin gövdesini,büyük ölçüde tabiilerin görüş ve açıklamaları oluşturur.Müşkil ve müphem kelimelerin izahı yanında geniş fıkhi izahlar yapılmış ve ayetlerden çeşitli hükümler çıkarılmıştır.Ahirete ve gayb alemine ilişkin açıklamalarda tabiun dönemi tefsirinin özelliklerindendir.Kelimelerin ve ifadelerin açıklanmasında şiirlerden delil getirilir,garib kelimeler biraz daha geniş bir biçimde açıklanırdı.İsraili rivayetlerin yoğun olarak Kur’an tefsirine girişi tabiun dönemine rastlar.Sadece tefsirin içeriğine yönelik değişiklik olmamıştır; artık basit ihtiyaçları gözeten ve ötesine geçmeyen tefsir yaklaşımı yerini,sistematik olarak Kur’an’ın bütününü tefsire konu eden anlayışa bırakmıştır.Bunun göstergesi olarak pek çok tabii alimin tümevarım yöntemini kullandığını söyleyebiliriz.
Tefsirin Tedvini
Kur’an tefsirine ilişkin yazılı belgelerin İbn Abbas’la başladığını söylemek mümkündür.İbn Abbas’ın öğrencilerinden bir deve yükü kadarını yanında sakladığı nakledilir.Hz.Peygamber’e isnad edilen açıklamalar başta olmak üzere tefsire ilişkin haberler de toplanıp yazılı hale getiriliyordu.İlk dönemlerde müsnedlerde karışık bir biçimde yer alan bu haberler,sonraları çeşitli musannaflarda,camilerde ve sünenlerde ‘Kitabu’t-tefsir’ başlığı altında ayrı bir bölümde yer almışlardır.
Kaynak ve Yöntem Tercihleri Çerçevesinde Kur’an Tefsirleri
Kur’an’ı tefsire çalışan herkes,ilmi kapasitesine,kavrayış derecesine,çeşitli ilim dallarındaki ihtisasına,siyasi ve mezhebi kanaatlerine ve bilinç muhtevasına göre Kur’an’ı açıklamışlardır.Şahıslar,içinde yaşadıkları çevrenin ürünü olarak o çevredeki siyasi,iktisadi,ahlaki,ilmi,felsefi,ideolojik vs. oluşumlardan etkilenirler.Kur’an Müslümanların düşünce,inanç ve davranışlarını yönlendiren,onlara hayatın çeşitli alanlarında yol gösteren bir kitap olduğu için hemen her müfessir,görüşlerinin ve açıklamalarının Kur’an’a uygunluğunu zaruri görmüştür.Kur’an tefsiri faaliyetini 3 gruba ayırmak mümkündür.
1.Hz.Peygamber ve ilk iki neslin açıklamaları
2.Bu malzemenin yanında kişisel bilgi ve deneyime dayalı görüş
3.Doğuş,keşf,ilham, ve sezgi gibi diğer insani kuvvelerin anlama ve yorumlamada etkin kılınmasını öngören görüş
Rivayet Tefsiri
Rivayet tefsirleri,ayetlerin tefsirine ilişkin Hz.Peygamber’den,sahabeden ve tabiundan nakledilen rivayetleri bünyesinde toplayan tefsirlerdir.Rivayet tefsirleri müfessirin görüşünü ve anlayışını bir şekilde içinde barındırır.Kur’an tefsirine ilişkin haberler de şifahi ve yazılı olarak sonraki dönemlere isnadlarıyla birlikte nakledilmiştir.Kur’an’ın Kur’an’la tefsiri ise müfessirin Kur’an’ı kendi bütünlüğü içinde anlayıp açıklaması demektir.Dolayısıyla bu açıklama işini yapacak olan,ilgili ayetleri araştırıp bir araya getiren ve kendi kavrayışına göre bir sonuca ulaşan müfessirdir.Dolayısıyla bu bir dirayet işidir.
Dirayet Tefsiri
Kur’an’ı tefsir faaliyeti,anlama,açıklama ve yorumlama unsurlarını içermesi bakımından bir insan faaliyetidir.Her müfessirin kendi bilgi birikimine,tecrübesine,anlayış ve kavrayışına dayalı olarak üretilmiş tespitlerdir,görüşlerdir.Tefsirin rivayet ve dirayet diye iki temel kategoriye ayrılması,tefsir faaliyetinden değil,tefsir eseri ortaya koymadaki tercihlerden kaynaklanmaktadır,dolayısıyla biçimseldir.Müfessirler ayetleri açıklarken Arap dili ve edebiyatı,tarih,dinler tarihi vs. gibi disiplinlerden yararlanmışlardır.Tefsir Tarihi’nde bazı müfessirler,ağırlıklı olarak bir temel kaygıdan ve ilgiden dolayı ,dirayet tefsirlerini çok yönlü dirayet tefsirleri ve tek yönlü dirayet tefsirleri olarak iki kategoride ele almışlardır.
Çok Yönlü Dirayet Tefsirleri
Bu tefsirde müfessirler pek çok aracı ve kaynağı kullanarak Kur’an’ı tefsir etmişler ve yorumlamışlardır.
Tek Yönlü Dirayet Tefsirleri
Müfessir hangi alanla çok ilgileniyorsa o alanla ilgili tefsir yapar.
-Dilbilimsel (Filolojik)Tefsir:Pek çok insan fetihlerden sonra Müslüman olmuştur.Bu da Müslüman toplumlarda çeşitli ihtiyaçları doğurmuştur. Bu ihtiyaçların başında Kur’an’ı okuma ve anlama isteği gelmektedir.İbn Abbas,Nafi’ b.el-Ezrak’ın Kur’an’daki garib kelimelerle ilgili pek çok sorusunu şiirle istişhad ederek cevaplandırmıştır.İbnu’n-Nedim, el-Fihrist’inde dilbilimsel tahlillere yer veren pek çok eserin adını kaydeder.El-Ferra’nın Meani’l-Kur’an’ı ve İbn Kuteybe’nin Garibu’l-Kur’an’ı bu isimlerden sadece ikisidir.
-Fıkhi Tefsir:Bu tefsirler,Kur’an’ın ibadet ve hukukla ilgili ayetlerini açıklamayı ve onlardan hükümler çıkarmayı amaç edinirler.Mukatil b.Süleyman’ın Tefsiru Hamsi Mieti Ayetin mine’l-Kur’an’ı ilk fıkhi tefsir olarak kabul edilir.
-İlmi Tefsir:İlmi tefsir,Kur’an’da çeşitli ilimlere,ilmi keşiflere,icadlara ve sonuçlara işaretler bulunduğu düşüncesinden doğmuştur.Dolayısıyla bu düşünceye dayalı tefsirde Kur’an’ın bazı ayetlerinin doğa bilimleri alanındaki gelişmeler ışığında yorumlanması söz konusudur.İlmi tefsir hareketi genellikle Gazali’yle başlatılır.İlmi tefsir,Kur’an’ı bir bilimler ansiklopedisi gibi algılamaya yol açtığı için eleştirilmiştir.Fahruddin er-Razi ilmi tefsirin bazı sakıncaları olduğunu söylemiş ve Bakara Suresinin 22.Ayetindeki “O,yeryüzünü size bir döşek ve göğü de bina kıldı.“ifadesini tefsir ederken bu ayetin,dünyanın dönmediğine delalet ettiğini savunmuştur.
-Felsefi tefsir:Bazı filozofların,temelde vahiy ve peygamberlik anlayışları farklı olduğu için onlar,Kur’ani kavramları tahlil ederken daha özgür hareket etmişler ve lafza bağlı kalmamışlardır.Mesela İbn Sina,vahyi,Hz.Peygamber’in Cebrail ile konuşması olarak görmez.Vahyi,insanlara verilen üst seviyede bir sezgi kuvveti olarak görür.
-Tasavvufi Tefsir:Sufi müfessirlerin,alimlerin,Kur’an ayetlerinin lafzi/zahiri anlamlarının dışında başka manalar aramaları sonucu ortaya çıkmış bir tefsir tarzıdır.Sufi,muayyen bir ruhi ve manevi eğitim sürecini yaşadıktan sonra doğrudan Allah tarafından bilgilendirildiğini düşünür ve herhangi bir ayeti okurken,aldığını hissettiği ilhamla keşf yoluyla o ayetten bir şeyler anlar.Sufi,kalbine doğan bu manayı,kapalı,esrarlı bir üslupla,remiz ve işaret yoluyla dile getirir.Müslüman alimlerin pek çoğu,temelde Kur’an’ın zahirine aykırı olmayan,akli ve şer’i olan herhangi bir şeyle çelişmeyen işari ve Batıni yorumlara olumlu bakmışlardır.
GÜNÜMÜZDE TEFSİR
Yenilikçi Tefsir Çalışmaları
Yenilikçi yaklaşım geçmişteki tefsir geleneğine eleştirilerini vurgulu bir şekilde yaparak ortaya çıkmıştır.Bu yaklaşımda Kur’an’ın bir hidayet kitabı olduğu ve hayata yön vermesi gerektiği belirtilmiştir.Bunu göremediğini düşündükleri tefsir geleneği eleştirilmiştir.Bu tutum önce Cemalettin Afgani tarafından dile getirilmiştir.Buna göre Müslümanların geri kalış nedeni olarak İslam geleneğidir ve bu durumdan çıkmak için Kur’an’ın yeniden okunması ve yorumlanması gerekmektedir.Derveze on iki ciltlik et-Tefsiru’l-Hadis adında nüzul sırasına göre bir tefsir yazmıştır.
İlmi Tefsir Çalışmaları
Tefsirde bu yaklaşım Kur’an’ın çeşitli ilimlere,bilimsel buluşlara bazı atıflar bulunduğu düşüncesinden ortaya çıkmıştır.Gazali,Cevahiru’l-Kur’an adlı eserinde Fahruddin er-Razi de yazdığı tefsirde ilmi tefsir yorumlarına yer vermişlerdir.İlmi tefsirde görülen çaba ise,Kur’an’ın bugünkü bilim ile çelişmediğini ortaya koyarak onun bilim karşısındaki durumunun bir savunmasını yapmak şeklinde ortaya çıkmıştır.Bu konuda en meşhur olmuş çalışma Tantavi Cevheri’nin el-Cevhiru’l-Kur’an adlı çalışmasıdır.Cevheri önceki müfessirleri Kur’an’daki bilimsel yöne eğilmedikleri ve sadece Kur’an’daki ahkam ayetleri üzerinde durdukları için tenkit etmektedir.
İdeolojik Tefsir Çalışmaları
Tefsirde ideolojik türden eğilimler,bütün dünyada ideolojilerin gündeme gelmesi ve İslam dünyasının çeşitli bölgelerinin sömürge yönetimleri altında kalması sonucunda çağdaş bir tutum olarak ortaya çıkmıştır.Mevdudi, Kur’an’ın öğretisiyle bir hayat düzeni ortaya koyduğunu düşünmekte ve tefsirini de bu anlayışı anlatmak için bir araç olarak görmektedir.Onun ideolojik dünyasında İslam ve diğer sistemler belirgin olarak birbirinden ayrıdır ve hatta karşıttırlar.Seyyid Kutub’a göre Kur’an,hayatı düzenleyen bir kitaptır.Ona göre Kur’an’ı anlamak için ilk Müslümanların verdiği mücadeleyi örnek almak gerekir.
Tarihsel-Tenkitçi Tefsir Çalışmaları
Bu tutuma göre Kur’an-ı Kerim tarihin belli bir diliminde ve dünyanın belli bir bölgesinde yaşanmakta olan bir hayata bir müdahale olarak inmiştir.Ancak tarihsel-tenkitçi yöntemi uygulama isteğinin amacı,eski çalışmalar tarafından ulaşılan sonuçlardan farklı sonuçlar üretebilmektir.Bu yönteme göre ayetlerin tarihsel bağlamları incelendikten sonra,Kur’an’ın değerleri ve temel ilkeleri ortaya konur ve bu hikmetler günümüze uydurulmuş yeni hükümler haline getirilir;çünkü eski yorum yöntemleri lafız düzeyinde kaldığı için İslam’ın asıl amaçlarına ulaşamamış ve bu yüzden de çağdaş durumlara çözümler üretememiştir.Ahmet Halefullah tarihsel-eleştirel yöntemi Kur’an’ın kıssalarına uygulamış ve onları Kur’an’da söylendikleri zaman dilimi bağlamında değerlendirmek gerektiğini ileri sürmüştür.Kur’an’da anlatılan kıssalar aslında Kur’an’ın psikolojik amaçlı olarak kullandığı unsurlardandır.Halefullah klasik tefsiri,tefsirin en önemli konularından birisi olan sebeb-i nüzul kavramını yanlış anladığını belirterek eleştirmiştir.Ona göre tefsir,nüzul döneminden her ayet için bir sebeb-i nüzul belirlemiştir.Fazlur Rahman’a göre İslam’ın kültürel yapısını değiştirecek yöntem tarihsel bakış açısına sahip olmalıdır;çünkü Kur’an nassı belli bir tarihi ve sosyolojik arka plana göre şekillenmiştir.Kur’an bu duruma bir cevaptır.Bu bakımdan Kur’an çoğunlukla somut tarihi olaylar içerisinde karşılaşılan belli sorunlara cevap teşkil eden,ahlaki,dini ve toplumsal hükümleri içermektedir.
NURAY YEŞİLOĞLU/11040347-İDKAB2
KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ 6.BÖLÜM
Mukatil b.Süleyman (h.80-150/m.699-767)
Mukatil,80/699 tarihinde Belh’te doğmuş,Merv,Bağdat ve Basra’da ilim tahsil etmiş ve yine aynı yerlerde tedris faaliyetlerinde bulunmuştur.Mukatil’in tefsiri,et-Tefsiru’l-Kebir,Tefsiru Mukatil diye de anılır.Kur’an’ın tamamını ayet sırasına göre içine alan bir tefsirdir.Bu özelliği ile bize kadar ulaşan ilk tefsir olarak kabul edilmektedir.Eserde muğlak kelimelerin izahları yapılmakta,vücuh ve nezair üzerinde durulmaktadır.Ehli kitabı tasvir eden ayetle izah edilirken veya sebebi nüzulleri verilirken bol bol şahıs adları zikredilmektedir.Ayrıca Kur’an kıssaları ile ilgili olarak lüzumsuz ayrıntılara da girilmektedir.
El-Ferra(h.144-207/m.761-822)
Kufe’de halife Mansur zamanında doğdu.Ferra hocası Kisai’nin vefatı üzerine arkadaşlarının ısrarı ile onun yerine geçmiş ve böylece hocalık hayatına başlamıştır.Daha sonra saray tarafından da takdir edilen Ferra,halife Me’mun’un isteği üzerine dil alanında eserler vermiş ve çocuklarına da hocalık yapmıştır.Meani’l-Kur’an adıyla meşhur olmuş eserin asıl adı Tefsiru’l Muşkili İ’rabi’l-Kuran ve Meanihi’dir.Ferra tefsirini mevcut Kur’an tertibi üzerine yazmıştır.Fakat her ayet üzerinde durmamıştır.Tefsirin hedefi Kur’an metninin anlaşılmasında karşılaşılan dil problemlerine ışık tutmaktır.
İbnu Kuteybe(h.213-276/m.828-889)
Kufe’de doğmuştur.Merv’den Kufe’ye yerleşmiş kültürlü bir aileye mensuptur.İbn Kuteybe döneminin en seçkin alimlerinden ders alarak yetişmiştir.İlk derslerini babasından aldıktan sonra Bağdat’ta Cahız’ın öğrencisi oldu.İbni Kuteybe,gençliğinde kendisini ehl-i sünnet ve mutezile mücadelesi içinde bulmuş neticede hocası Cahız’ın karşısında yer alarak mutezileye sert cevaplar vermiştir.Günümüze ulaşan iki eseri Te’vilu Muşkilu’l-Kur’an ile Ğaribu’l-Kur’an’ birbirini tamamlayan iki eserdir.İbnu Kuteybe Ğaribu’l-Kur’an’ına Allah’ın isim ve sıfatlarıyla ilgili 26 kavramı teker teker ele alıp iştikakları ve manaları hakkında bilgiler vererek başlamıştır.Kelimelerle ilgili olarak fazla detaya inmemiş,gramerle ilgili konulara girmekten,hadis ve isnad zikretmekten kaçınmıştır.
Et-Taberi(h.224-310/m.838-923)
Taberistan’ın Mul şehrinde 224/338 yılı sonlarında dünyaya geldi,ilk tahsilini burada yaptı.İmam-ı Taberi’nin te’lif ettiği eserlerin birçoğu kaybolmuş ve zamanımıza kadar ulaşamamıştır.Camiu’l-Beyan an Te’vili Ayi’l-Kur’an, rivayet tefsirlerinin ilklerinden ve en önemlilerinden birisidir.Bu tefsir,kendisinden sonraki rivayet tefsirlerine kaynaklık etmiştir.Dirayet yönünden de tespitleri vardır.Taberi tefsirine mukaddime ile başlar.Mukaddimede Kur’an ile ilgili bazı konulara yer verir.Kur’an’ın nazil olduğu Arapça’nın özelliklerinden ve lehçelerinden söz eder.Tefsir ve te’vili terimlerini açıklar.Taberi,eserine “Tefsir“değil de “Te’vil“adını vermiştir.O ihtiyaç duyduğu yerde ayetlerin gramer tahlillerine girişir,ayetlerden çıkarılacak fıkhi hükümlere,bu fıkhi hükümlerin dayandığı delillere temas eder,bu hükümlerden tercih ettiklerine ve tercihine sebep olan delillere işaret eder.
İbni Ebi Hatim(h.240-327/m.854-939)
Rey’de doğmuştur.Hayatında 3 seyahat yapmıştır.Onun çok geniş rivayet malzemesine sahip olması bu seyahatler sayesindedir.İbn Hatim,aklın alanını en aza indiren ve nasları te’viil etmeksizin onlardan hüküm çıkarmayı esas alan bir anlayışa sahiptir.Ona göre bütün problem nasların sıhhatinden emin olmaktır.Tefsirin tam adı,Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim Müsneden ‘an Rasullillahi ve’s-Sahabetii ve’t-Tabiin’dir.Tefsirin yaklaşık yarısı kayıptır.Bu eseri yazmaktaki hedefi,Hz.Peygamber’den,sahabeden ve tabiinden gelen tefsir rivayetlerini bir muhaddis titizliği içinde derlemektir.
Ez-Zemahşeri(h.467-538/m.1075-1143)
Zemahşeri,Selçuklu sultanlarından Melikşah devrinde Harezm kasabasında Zemahşer’de doğmuştur.Mu’tezile oluşundan dolayı Selçuklu sultan ve vezirleri tarafından ilimde ulaştığı yüksek mertebeye rağmen itibar görmemiştir ama yolundan şaşmamıştır.El-Keşşaf adlı bir eseri vardır.Onun tefsiri dil ve belağat bakımından önemlidir.Çünkü o bu eseriyle belağat yönünden Kur’an’ın mucizeliğini ortay koymaya çalışmıştır.Eserin bu yönünden kendinden sonra gelen bütün dirayet tefsirleri istifade etmişlerdir.Ama müellifi Mu’tezile mezhebinden olduğu ve mezhebini te’yid eder biçimde te’villere ve açıklamalara gittiği için bu tefsir çok tenkide uğramış eserdeki Mu’tezile mezhebinin görüşlerine uygun te’villerin ayıklanması,çürütülmesi ve reddi sadedinde birçok eser,şerh,hülasa,haşiye ve ta’lik kaleme alınmış,kullandığı hadislerin tahrici yapılmıştır.Eserde kıraat farklılıklarına büyük ölçüde işaret edilir.Keşşaf’ın en çok tenkide uğrayan yönlerinden biri de şaz kıraatlara yer vermesi ve bunları tefsirde delil kabul etmesidir.
El-Kurtubi(ö.671/1273)
Kurtuba’da doğdu.Endülüs’ün yetiştirdiği büyük alimlerdendir.Kurtibi fıkıhta Maliki mezhebine mensuptur.Fakat tefsirine bakıldığında mezhep taassubuna kapılmadığını zaman zaman diğer mezheplerin görüşlerine de yer verdiği görülür.Kurtubi’nin tefsirinin tam adı el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an ve’l Mübeyyin lima Tedemmenehu mine’s-Sünneti ve Ayi’l-Furkan’dır.Eser ahkam ağırlıklı olduğu için tefsiri Ahkamu’l-Kur’an’lar içinde sayanlar da olmuştur.Ama eser,bütün Kur’an’ın baştan sona kadar tefsirini ihtiva etmektedir.
Er-Razi(h.543-606/m.1149-1210)
Rey şehrinde doğmuştur.Razi’nin en meşhur olduğu ilim dalı Kelamdır.Kelamda bir “felsefi kelam“ekolü oluşturmayı başardı.Tefsirinin asıl adı Mefatihu’l-Ğayb’dır.Eseri yazma amacı akıl prensipleri ve istidlal yolları ışığında Kur’an’a yöneltilen hücumları çürütmek,İslam inanç esaslarını savunmak ve bu konularda ileri sürülen karşı fikirleri geçersiz bırakmak olduğunu belirtmiştir.Razi,Şafi mezhebine mensup olup,mezhebini müdafaa eder,Hanefi alimlerinden Cassas’a cevaplar verir.
İbnu Kesir(h.701-774/m.1301-1373)
İbn Kesir fıkıhta Şafii mezhebine mensup olmakla birlikte diğer mezheplerin görüşlerine de açıktı.Tarikatları reddeder,Şiilere karşı tutumu ise serttir.Tefsirinin adı Tesiru’l-Kur’ani’l-Azim’dir.İbn Kesir,eserinde önce tefsir edeceği ayeti verir.Onu,kolay ve özet bir ifadeyle açıkladıktan sonra varsa konu ile ilgili diğer ayetleri sıralar.Bu nedenle onun tefsiri,Kur’an’ın Kur’an’la tefsirinde haklı bir şöhret yapmıştır.Daha sonra konuyla ilgili hadisleri verir.
Ebussuud(h.896-982/m.1490-1574)
Ebussuud İstanbul yakınlarındaki Müderris şimdiki adıyla Metris Köyünde doğdu.Ebussuud 55 yaşında şeyhülislam olmuş ve ikinci Selim Han zamanında şeyhülislamlık yapmıştır.Tefsirinin tam adı,İrşadü’l’Akli’s-Selim ila Mezaya’l-Kur’ani’l-Kerim’dir.Tefsiru Ebissuud ismi ile meşhur olmuştur.Kur’an’daki cümlelerin taşıdığı ince ve gizli anlamlarla ilgili dikkat çekici tespitleri vardır.Bu konuda bazen şiirlerden de yararlanır.Gerekli gördüğü yerlerde gramerle ilgili açıklamalar yapmıştır.İsrailiyat türünden rivayetlerden de faydalanmış ancak bunlardan bazılarının uydurma olduğunu da belirtmiştir.
İsmail Hakkı Bursevi(h.1060-1137/m.1653-1725)
Bulgaristan sınırları içindeki Aydos’ta doğmuştur.Eserinin tam adı Ruhu’l-Beyan fi Tefsiru’l-Kur’an’dır.Ruhu’l-Beyan adıyla anılır.Tefsirde hem rivayet hem de dirayet metodu birlikte kullanılmış ve müellifin tasavvufi yorumlarıyla zenginleştirilmiştir.Ayetler yine öncelikle ayetlerle ve hadis-i şeriflerle açıklanmıştır.Eserde Farsça şiirlere de sık sık rastlanmaktadır.
Muhammed Abduh(h.1265-1315/m.1849-1905)
Tefsirinin asıl adı,Tefsiru’l-Kur’ani’l-Hakim’dir.Fakat Tefsiru’l-Menar ismi ile meşhur olmuştur.Tefsirinin amacı kuru ve teknik bilgiler vermek yerine insanların dünya ve ahiret mutluluğunu sağlayacak doğru bir itikat ve sağlam bir yaşayış programı sunmak olduğunu belirtir.Bu sebeple klasik müfessirleri Kur’an’daki hidayet ve irşadı ilham edip sarf,nahiv,belağat vb. ve fıkhi ihtilaflarla uğraşmakla itham eder.Abduh hür akılcılığı ile sahih hadisleri bile te’vil ve inkar yoluna gidebilmiştir.Abduh,ayetleri nazil olduğu dönemle sınırlandırmayıp günümüze de getirip günümüz olayları ile de irtibat kurma taraftarıdır.
Muhammed İzzet Derveze(h.1305-1404/m.1888-1984)
Filistin’in Nablus şehrinde doğdu.Derveze Arap Milliyetçiliği hareketlerinde aktif rol alarak Osmanlı idaresindeki Arap vilayetlerinde adem-i merkeziyetçi idareler kurulmasını isteyen çeşitli parti ve derneklerin kurulmasını isteyen çeşitli parti ve derneklerin kurulmasına öncülük etti.Tefsirinin adı et-Tefsiru’l-Hadis’tir.Tefsirin en önemli özelliği,surelerin nüzul sıralarına tefsir edilmiş olmasıdır.Ayetlerin tefsirinde siyer bilgilerini önemli bir veri olarak kullanmıştır.İlmi tefsire şiddetle karşı çıkmıştır.
Seyyid Kutub(1906-1967)
Mısır’ın Asyut kasabasında doğmuştur.Tefsiri Fi-Zılali’l-Kur’an’dır.Tefsirini yazma amacı,Kur’an’ın kendisinden yola çıkarak yeni ve ideal bir insan,hayat,toplum ve insanlık modeli oluşturmaktır.Müfessir her surenin girişinde o surenin iniş maksadı,adı,ayet sayısı,Mekki veya Medeni oluşu hakkında bilgiler verir.Kur’an’ın ifade özelliklerini dirayetle ortaya koymuştur.Fıkhi ve kelami konularda mezhepler arasındaki ihtilaflara çok az yer verir bu konularda fazla ayrıntıya girmez.Müteşabih ayetleri,özellikle Allah’ın zat ve sıfatları ile ilgili olanları te’vil etmekten kaçınır.
İbnu Aşur(1879-1973)
Tunus’ta doğmuştur.Yetişmesinde iki dedesinin payı büyüktür.Öğretim üyeliği yapmıştır.1932’de ilk Maliki Şeyhülislamı olmuştur.Tefsirinin adı,et-Tahrir ve’t-Tenvir’dir.Ayetleri Kur’an’daki normal sırasına göre alıp tefsir etmiştir.Ayetlerin tefsirinde yine ayetlere başvurmuş,gerektiğinde Hz.Peygamberin tefsirinden ve seleften gelen görüşlerden de istifade etmiştir.O, Kur’an’ın ilk muhataplarının o devirde yaşayanlar olduğunu kabul etmekle birlikte O’nun her asra hitab ettiğini ifade eder.
YASEMİN ŞAHİN 11040447_İDKAB_2
KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ 5.ÜNİTE
TARİH İÇİNDE TEFSİR VE TEFSİR EĞİLİMLERİ
Kur’an tefsirine ,anlaşılması ve yorumlanmasına ilişkin çalışmalar Müslümanların geleneklerinde önemli bir yer tutar.Kur’an’ı anlama ve onun rehberliğinde bir dünya kurma düşüncesi Müslümanların zihin ve inanç dünyalarında hep yer alır.Kur’an’ın tefsiri çok önemlidir ve Kur’an tefsir edilmiştir .Ama sadece Kur’an’ın tefsiri yapılmamış çeşitli felsefi,ilmi kitaplarda tefsir edilmiştir.
Ku’an’ın tefsiri sadece kitaplarla olmamış ayrıca mimari eserlerde de Kur’an’ın tefsiri yapılmıştır.
Hz.PEYGAMBERİN YAŞADIĞI DÖNEMDE TEFSİR
Hz.Peygamber Kur’an’ı tefsir ederken bazen kendisi ayetleri açıklar bazen de sahabilerin sorularına cevap niteliğinde ayetlerin tefsirini yapardı.Peygamberimizin tefsiri teorik değil pratiktir yani amelidir.Kur’an-ı ilk tefsir eden Peygamberimizdir.Bazıları Peygamberimizin Kur’an’ın tamamını tefsir ettiğini söylerlerken bazılarıda çok az kısmını tefsir ettiğini ileri sürerler.
SAHABE DÖNEMİ TEFSİRİ
Hz.Peygamberden sonra Kur’an-ı tefsir işiyle sahabe uğraşmıştır.Bilgili ,anlayışlı sahabiler tefsirde ön plana çıkmışlardır.Sahabenin tefsiri temelde iki başlıktan oluşur diyebiliriz.Bunlar;
a)Müşahadelerine dayalı açıklamaları
b)Kişisel bilgi ve kavrayışlarına dayalı açıklamaları
Sahabe ayetlerin kime ,hangi olaya sebeb indiğini bilen insanlardı.Bundan dolayı Kur’an tefsiri sahabenin işidir.
Sahabinin Kur’an Tefsir Kaynakları;Hz.Peygamber,Arap Dili ve Edebiyatı ,kendi müşahedeleri,Ehli kitap alimleridir.Sahabiler Kur’an’daki garib kelimeleri ve müşkil lafızları dil açısından zaman zaman istişhad ederek açıklarken ,Kur’an’daki kıssaları da Yahudi ve Hristiyan kültüründen yararlanıyor.Abdullah İbni Abbas ,Ubeyy b.Kab,Ebu Hureyre,Abdullah b.Zubeyr sahabe tefsirinde önemli yer alırlar.
TABİUN DÖNEMİ TEFSİRİ
Sahabeden sonra tefsir işiyle tabiun uğraşmıştır.Sahabe bildiklerini kendinden sonra gelen nesil olan tabiuna aktarmıştır.
Tabiun dönemi tefsiri özellikle rivayet tefsirinin kaynağını oluşturur.Tabiun tefsirinde kelime ve kavramların ayrıntılı bir açıklamaları vardır.Müşkil ve mübhem kelimelerin izahı yanında geniş fıkhi izahlar yapılmıştır.Ahirete ve gayb alemine ilişkin açıklamalarda tabiun dönemi tefsirinin özelliklerindendir.Yine ayrıca bu dönemde Ehli kitab alimlerinden çokça yararlanılmıştır.Tabii alimleri tümevarım tarzını kullanır.Bir kelimenin Kur’an’ın tamamında ne anlama geldiğini bakar.
TEFSİRİN TEDVİNİ
Kur’an tefsirine ilişkin yazılı belgelerin İbn Abbas’la başladığını söylenmektedir.İbn Abbas’ın öğrencilerinden Kureyb b.Ebi Muslim’in hocasının yazdıklarından bir deve yükü kadarını yanında sakladığı nakledilir.İbn Abbas’ın oğlu Ali zaman zaman Kureyb’ten bu sahifeleri ister ,sonra geri gönderirdi.Bu durum İbn Abbas’ın tefsir sahibi olduğunun göstergesidir.Hadis tedvini ile Kur’an’ın tefsiri aynı dönemde başlamıştır.
YASEMİN ŞAHİN 11040447_İDKAB_2
KURAN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 5
KAYNAK VE YÖNTEM TERCİHLERİ ÇERÇEVESİNDE KUR’AN TEFSİRLERİ
Kur’an tefsirinde yıllara ve kültüre göre değişiklik gösterir.Kur’an’ı tefsire çalışan herkes ilmi kapasitesine ,kavrayış derecesine ,çeşitli ilim dallarındaki ihtisasına ,siyasi ve mezhebi kanaatlerine göre Kur’an’ı tefsir etmişlerdir.
Kur’an Müslümanların hayatlarının çeşitli alanlarında yol gösterici kitab olduğu için müfessirler Kur’an’ı tefsir etmişlerdir.Her müfessirin kültürü,anlayışı farklı olduğu için tefsirlerinde bunlardan etkilenmişlerdir.Kaynak ve yöntem açısından tefsir:
a)Rivayet Tefsiri
b)Dirayet Tefsiri
c)İşari Tefsir
a)RİVAYET TEFSİRİ
Ayetlerin tefsirine ilişkin Hz.Peygamber’den ,sahabeden ve tabiundan nakledilen rivayetleri bünyesinde toplayan tefsirlerdir.Kur’an tefsirine ilişkin haberler şifahi ve yazılı olarak sonraki dönemlere isnadlarıyla birlikte nakledilmiştir.
Rivayet tefsirlerinde öznellik çok azdır.Bu öznellikte müfessirin rivayetleri seçerken ve düzenlerken kendi bakış açısını ortaya koyarken olur.Taberi,İbn Kesir,Ebi Hatim ,Suyuti,İbn Atiyye önemli rivayet tefsircileridir.
b)DİRAYET TEFSİRİ
Kur’an’ı tefsir faaliyetinde Hz.Peygamber,sahabe,tabiunun görüşleri yanında müfessirin kendi görüşlerini de kaynak olarak ele alan tefsirdir.İlimsiz tefsir yapılmamıştır.Ayetlere farklı anlam verilir korkusuyla ilimsiz tefsir yapılmamıştır.Dirayet tefsirlerinde müfessirin mezhebi görüşleri yer alır.
Tefsirlerin nitelikleri;müfessirlerin ilgilerine ,uzmanlık alanlarına göre ikiye ayırabiliriz:
a)ÇOK YÖNLÜ DİRAYET TEFSİRLERİ
Bu tefsirde müfessirler sadece bir konuya değil ilgi duydukları birden çok konuya yer verirler.
b)TEK YÖNLÜ DİRAYET TEFSİRLERİ
Bu tefsirde müfessir hangi alanla çok ilgileniyorsa o alanla ilgili tefsir yapıyor.Bazı dirayet tefsirleri:
*Dilbilimsel Tefsir
*Fıkhi Tefsir
*İlmi Tefsir
*Felsefi Tefsir
*Tasavvufi Tefsir
YASEMİN ŞAHİN 11040447/İDKAB_2
KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 5
GÜNÜMÜZDE TEFSİR
Tefsir faaliyetleri günümüzde de devam etmektedir.Günümüzdeki tefsir çalışmaları da öncekilerde olduğu gibi ,içinde yapıldığı zaman diliminin düşüncesi ve kültür dünyasının ürünleri olmuştur.Günümüzde eski tefsir şeklini sürdüren çalışmalar olmuştur.Mesela;Elmalılı Hamdi Yazır.
Bazıları da batıya ait düşüncelerin etkisi ve bu etkiye tepki verme çabası yoğun bir şekilde hissedilmektedir.Müslümanların Batı uygarlığı ile rekabet edecek gücü biriktirememiş ve hatta çeşitli alanlarda ona karşı yenilmiş olmaları ,son dönem İslam düşüncesinde belli düşüncelerin doğmasına neden olmuştur.Batıda üretilen bilimsel ve düşünsel birikim Kur’an’ı yorumlamak için kullanılmaya çalışılmıştır.Pozitivizm ve akılcılık Kur’an yorumlarında etkili olmuştur.Batı biliminin ürünleri kullanılarak Kur’an tefsirleri yazılmaya başlandı.İnsan hakları,kadın hakları,demokrasi gibi konular Kur’an çerçevesinde ele alınmaya çalışılmıştır.
YENİLİKÇİ TEFSİR ÇALIŞMALARI
Geçmişteki tefsirleri eleştirir.Kur’an’ın bir hidayet kitabı olduğu ve hayata yön vermesi gerektiği belirtilmiştir.Bunu tefsirlerde göremediklerinden dolayı eleştirmişlerdir.Bu görüş Cemalettin Afgani tarafından dile getirilmiştir.Cemallettin Afgani geçmişte yazılan tefsirlerde Kur’an’ın okuyucusunu hidayete çağıran ve toplumlara yön veren yanı görülmemiş ,israiliyat haberleri,hurafeler kullanılmıştır.Müslümanların bu zor durumdan kurtulması için İslam’ın başlangıçtaki saflığına tekrar dönmeleri gerekmektedir.
YASEMİN ŞAHİN/11040447_İDKAB_2
KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 6
MUKATİL b.SÜLEYMAN (h.80-150/m.699-767)
Mukatil,699 yılında Belh’te doğmuş,Merv,Bağdat ve Basra’da ilim tahsil etmiştir.767 yılında vefat etmiştir.Mukatilin tefsiri ,et-Tefsiru’l-Kebir ya da Tefsiru Mukatil diye adlanır.Kur’an’ın tamamını ayet sırasına göre içine alan bir tefsirdir.Bu özelliği ile bize kadar ulaşan ilk tefsir olarak kabul edilmektedir.
EL-FERRA (h.144-207/m.761-822)
El-Ferra 761-62 yılında Kufe’de Halife Cafer el-Mansur zamanında doğdu.Çocukluğu ve ilk tahsil yılları Kufe’de geçti.Meani’l-Kur’an adıyla bilinen eserinin adı Tefsiru Muşkili İ’rabi’l-Kur’an ve Meanihi’dir.Ferra tefsirini Kur’an tertibi üzerine yazmıştır.Her ayet üzerinde durmamış ,kendisine göre tefsirini ihtiyaç duyalabilecek ayetler üzerinde durmuştur.
İBNU KUTEYBE (h.213-276/m.828-889)
İbnu Kuteybe 828 yılında Kufe de doğmuştur.Te’vilu Muşkilul Kur’an ve Ğaribu’l Kur’an adında iki eseri vardır.İbn Mutarrif el-Kinani tarafından bu iki eser birleştirilmiştir ve el-Kurteyn adını almıştır.İbnu Kuteybe tefsirinde uzatmalardan kaçınmış ve ayrıntıya yer vermemiştir.Bağdat’ta 889 yılında 63 yaşında vefat etmiştir.
ET-TABERİ (h.224-310/m.838-923)
Esas adı Ebu Cafer Muhammed ibn Cerir et-Taberi’dir.Taberistan’ın Mul şehrinde 838 yılının sonlarında doğmuştur ve ilk tahsilini burada yapmıştır.İlim tahsili için Rey,Basra,Kufe,Medine,Suriye ve Mısır gibi şehir ve ülkeleri dolaştıktan sonra ,hilafet merkezi olan Bağdad’a yerleşti.Camiu’l Beyan an Te’vili Ayi’l-Kur’an adıyla eseri vardır.Rivayet tefsirlerinin ilklerinden ve en önemlilerinden birisidir.Bu tefsir ,kendinden sonraki rivayet tefsirlerine kaynaklık etmiştir.
YASEMİN ŞAHİN 11040447/İDKAB-2
KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 6
EBUSSUUD (h.896-982/m.1490-1574)
Ebussuud 1490 yılında İstanbul yakınlarındaki Metris köyünde doğdu.Tefsirinin adı İrşadü’l’Akli’sSelim ila Mezaya’l-Kur’ani’l –Kerim’dir.Tefsiru Ebussuud ismi ile tanınır.Zemahşeri,Razi,ve Beyzavi’nin tefsirlerinden etkilenmiştir.
İSMAİL HAKKI BURSEVİ(h.1060-1137/m.1653-1725)
İsmail Hakkı ,1060 yılında Aydos’ta doğmuştur.Eserinin adı Ruhu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kur’an ‘dır.Osmankı döneminde ve işari tefsir ekolünde yazılmış önemli tefsirlerden birisidir.
MUHAMMED ABDUH (h.1265-1315/m.1849-1905)
Muhammed Abduh 1849 yılında Mısır’ın Buhayre’ye bağlı Mahalletunnasr köyünde doğdu.Tefsirinin adı ,Tefsiru’l-Kur’ani’l –Hakim ‘dir.Fakat Tefsiru’l Menar ismi ile meşhur olmuştur.Ezher üniversitesinde öğrenim görmüştür.
MUHAMMED İZZET DERVEZE(h.1305-1404/m.1888-1984)
1888’de Filistin’in Nablus şehrinde doğdu.İlk ve orta öğrenimini aynı şehirde yaptı.Tefsirinin adı et-Tefsiru’l-Hadistir.Tefsirinin en önemli özelliği ,surelerin nüzul sıralarına tefsir edilmiş olmasıdır.Ayetleri sırasıyla ele alıp tefsir etme yerine ,aynı konuyla ilgili olanları gruplandırarak işlemektedir.
SEYYİD KUTUB (1906-1967)
1906 yılında Mısır’ın Asyut kasabasında doğmuştur.Tefsirinin adı Fi-Zilali’l –Kur’an ‘dır.20.yy içtimai edebi tefsirlerin en çok ilgi toplayan örneklerinden birisidir.Müfessir her surenin girişinde o sure hakkında bilgi verir.
İBNU AŞUR(1879-1973)
İbn Aşur 1879 yılında Tunus’ta doğmuştur.Üniversitede daha çok Arap Dili ve Edebiyatı ,fıkıh,hukuk,hadis ve tefsir dersleri okutmuştur.Tefsirinin adı et-Tahrir vet-Tenvir’dir.Ayetleri Kur’an’daki normal sırasına göre alıp tefsir etmiştir.
YASEMİN ŞAHİN 11040447-İDKAB-2
KUR’AN VE HADİS İLİMLERİ ÜNİTE 6
İBN EBİ HATİM (h.240-327/m.854-939)
İbn ebi Hatim 854 yılında Rey’de doğmuştur.İbn Ebi Hatim daha çok küçük bir yaşta babası tarafından Kur’an ve Kıraat eğitim ve öğretim almıştır.Tefsirinin adı Tefsiru’l-Kur’an’il-Azim Müsneden ‘an Rasulillahi ve’s-Sahabeti ve’t-Tabiin’dir.85 yaşındayken vefat etmiştir.
EZ-ZEMAHŞERİ(h.467-538/m.1075-1143)
Ez-Zemahşeri ,büyük bir dilci,edebiyatçı,kelamcı ve müfessirdir.Zemahşerde 1075 yılında dünyaya geldi.İlk tahsilini babasının yanında yapmıştır.El-Keşşaf an Hakaiki’t-Tenzil ve Uyuni’l-Ekavil fi Vücühi’t-Te’vil adlı eseri vardır.
EL-KURTUBİ (ö.671/1273)
Kurtuba’da doğdu.Endülüs’ün yetiştirdiği büyük alimlerdendir.Eserinin adı el-Camiu li-Ahkami’l –Kur’an ve’l Mübeyyin lima Tedammenehu mines-Sünneti ve Ayi’l-Furkan’dır.Eser ,ahkam ağırlıklı olduğu için tefsiri Ahkamu’l-Kur’an’lar içinde sayanlar da olmuştur.
ER-RAZİ (h.543-606/m.1149-1210)
Er-Razi 1149 yılında Rey şehrinde doğmuştur.Tefsirinin adı Mefatihu’l-ğayb’dır.Hacmi ve çeşitli ilim dallarını ihtiva etmesi sebebi ile et-Tefsiru’l-Kebir,yazarı itibariyle de Tefsiru’r-Razi de denmiştir.1210 senesinde 61 yaşında iken Herat’ta vefat etmiştir.
İBNU KESİR (h.701-774/m.1301-1373)
1301 yılında Şam bölgesinin Busra şehrinde dünyaya gelmiştir.Tarih,tefsir,hadis ve fıkıh ilimlerinde öne çıkmış olan alimlerimizdendir.Tefsirinin adı Tesiru’l-Kur’ani’l –Azim’dir.Tesiru İbni Kesir ismi ile meşhur olmuştur.Eser rivayet tefsirleri arasında önemli bir yeri vardır.Bununla birlikte ,müfessir yer yer kendi görüşlerine de yer vermiştir.İbn Kesir 774 yılında Dımaşk’ta vefat etmiştir.
Yorum Gönder